• Forumumuza Moderatörlük ve İçerik Ekibi Alımları Başlamıştır. Başvuru İçin "Zeo" İle İrtibata Geçebilirsiniz.

Aya Kaç Kişi Gitti ?

Civardagezer

Moderator
Moderatör
Aya Kaç Kişi Gitti?

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle sadece bir “uzay” hikâyesi değil, insanın içindeki uzaklara gitme arzusunu, kalbimizin derinliklerinde taşıdığımız o “daha fazlasını bilme” isteğini anlatmak istiyorum. Belki de “Aya kaç kişi gitti?” diye başlayan bir merak, aslında hepimizin içinde başka bir yere dokunuyor. Çünkü bazen gitmek sadece fiziksel bir yolculuk değildir; bazen kalbimizin içinde, bazen bir vedada, bazen de bir umutla başlayan sessiz bir keşiftir.

---

Bir Adam, Bir Kadın ve Ay’a Dair Bir Hikâye

O akşam gökyüzü pırıl pırıldı. Denizin kıyısında, küçük bir termosun içindeki kahveden buhar yükseliyordu.

Selim yıldızlara bakarken “Aya kaç kişi gitti biliyor musun Elif?” diye sordu.

Elif, gülümseyerek başını çevirdi. “Evet, on iki astronot. Ama asıl soru şu, onlardan kaçı gerçekten geri dönebildi?”

Selim, onun bu tür cevaplarını seviyordu. Çünkü Elif, her şeyi duygularla tartardı. Oysa Selim’in dünyasında sayılar, planlar ve stratejiler vardı. Mühendislik okumuştu, sistemlerle düşünürdü. Ona göre Ay, gidilecek bir hedefti. Elif’e göreyse Ay, ulaşılacak bir his, bir anlamdı.

---

Stratejiler ve Duyguların Çatışması

Selim, NASA’nın Ay’a iniş görevlerinden bahsetmeye başladı; isimler, tarihler, başarı oranları…

“Bak Elif,” dedi, “Apollo 11’den bu yana toplam 12 kişi Ay yüzeyine ayak bastı. Neil Armstrong, Buzz Aldrin… Sonra Apollo 17’de Eugene Cernan, Ay’a giden son insan oldu. 1972’den sonra kimse gitmedi.”

Elif başını salladı. “Yani 12 kişi mi?”

“Evet.”

“12 cesur insan… Ama sence kaç kalp o 12 yolculuğa eşlik etti? Kaç anne dua etti, kaç sevgili bekledi?”

Selim sustu. Çünkü o an, Ay artık bir hedef değil, bir hikâye olmuştu.

Elif’in gözlerinde uzaklara dalmış bir ışık vardı.

“Biliyor musun Selim,” dedi, “belki de her insanın kendi Ay’ı vardır. Kimisi gitmeye cesaret eder, kimisi uzaktan bakar ama herkesin içinde bir Ay saklıdır.”

---

Bir Yolculuğun Anlamı

Selim, o gece eve dönerken düşündü.

Evet, 12 kişi Ay’a gitmişti. Ama milyonlarca insan, onların görüntülerini izlerken içinden “ben de gidebilir miydim?” diye geçirmişti.

Belki de gitmek cesaretle ilgiliydi, ama geri dönmek yüreğin ağırlığıyla…

Ertesi sabah Elif ona kısa bir mesaj attı:

“Biliyor musun, belki Ay’a değil ama birinin kalbine gitmek de aynı cesareti ister.”

O cümle Selim’in zihnine kazındı.

O gün iş yerinde kimseyle konuşmadı. Çalışma masasının kenarına küçük bir not yazdı:

“12 kişi Ay’a gitti. Ama kim bilir, kaç kişi bir kalbin karanlık yüzeyine dokunabildi?”

---

Empatiyle Dokunmak: Kadınların Yolculuğu

Elif, o akşam kendi defterine not aldı:

“Erkekler hedef koyar, kadınlar his kurar. Oysa her ikisi de yolcudur.”

Elif için Ay, insanın içine dönmesiydi.

Kadınlar belki gökyüzüne roket göndermezdi ama kalplere ışık yollarlardı.

Bir annenin sabrı, bir sevgilinin bekleyişi, bir kız çocuğunun hayali… Hepsi birer “Ay görevi”ydi aslında.

Elif’in yazdığı bu cümleler, forumlarda yazılacak binlerce yorumun tohumuydu. Çünkü hepimiz bir şekilde kendi Ay’ımıza gitmeye çalışıyoruz; bazen bir meslekle, bazen bir aşkla, bazen de sadece bir umutla.

---

Mantığın Sessizliği ve Kalbin Yankısı

Selim bir akşam Elif’e mesaj attı:

“Yarın seni yıldızları izlemeye götürsem, sen de bana Ay’ı anlatır mısın?”

Elif cevap verdi:

“Sen de bana o 12 kişiyi anlat. Çünkü ben artık onların gözünden görmek istiyorum Ay’ı.”

İkisi buluştu. Sessizce gökyüzüne baktılar.

Selim, ilk kez konuşmadan düşünmenin huzurunu yaşadı.

Elif ise ilk kez bir adamın sessizliğinde anlam buldu.

O an, ikisinin arasındaki farklar kayboldu.

Çünkü biri stratejilerle, diğeri duygularla dokunmuş olsa da, her ikisi de aynı yere bakıyordu: Ay’a.

---

Aya Kaç Kişi Gitti, Gerçekten?

12 kişi...

Ama aslında, her insan Ay’a kendi yolculuğunu yapıyor.

Kimi bir karar verirken, kimi birini severken, kimi kaybederken...

Ay bazen uzak bir hedef, bazen de içimizdeki ışığın aynası.

Elif bir gün yazısının altına şu satırları ekledi:

“Belki de sorulması gereken ‘Aya kaç kişi gitti?’ değil, ‘Kaç kişi gitmeye cesaret etti?’ olmalı. Çünkü bazıları Ay’a gidemese de, oraya bakarken bile kendini buldu.”

---

Forumdaşlara Bir Söz

Sevgili forumdaşlar,

Bu hikâyeyi yazarken fark ettim ki Ay’a giden o 12 kişi aslında hepimizi temsil ediyor.

Kimimiz inşa eder, kimimiz hisseder; ama hepimiz bir yol ararız.

Kimi roketlerle çıkar gökyüzüne, kimi kalbiyle...

Siz hiç düşündünüz mü?

Sizin Ay’ınız neresi?

Ulaşamadığınız bir hayal mi, söyleyemediğiniz bir söz mü, yoksa hâlâ içinizde sakladığınız bir “keşke” mi?

Yorumlarda kendi “Ay” hikâyenizi paylaşın.

Belki birimizin cesareti diğerine ilham olur.

Belki de anlarız ki, gitmek değilmiş önemli olan...

Bakabilmekmiş, hissedebilmekmiş, bir başkasının ışığında kendi yüzümüzü görebilmekmiş.
 
Üst