Batılı ülkeler, kendileri için çalışan Afganları yüzüstü bırakmakla eleştiriliyor
ABD ve Avrupa ülkeleri, Afganistan’da yaşanan başarısız tahliyeler niçiniyle eleştiriliyor.
Afganları yüz üstü bırakmakla suçlanan ülkeler, kendileri için çalışan Afgan işçileri yüz üstü bıraktı.
Hollanda gazetesi NRC, Hollanda’nın Kabil Büyükelçiliğinde çalışan Afganların, 15 Ağustos Pazar günü ofise geldiklerinde Hollandalı çalışanın tamamının hiç bir şey söylemeden binadan ayrıldığını görür görmez şaşkına döndüklerini yazdı.
Elçilikte nazaranvli Hollandalı çalışanın sükunet içinde ayrıldığı ve 37 Afgan çalışanın ise işe geldiklerinde bu bireylerin yerlerini boş buldukları açıklandı.
E-POSTA ADRESLERİ DAHİ ENGELLENDİ
İsveç basınında yer alan habere göre, İsveç’in Kabil’deki Büyükelçiliğinde bakılırsavli 19 kişi, 15 Ağustos Pazar akşamı helikopter ve uçakla Katar’ın başşehri Doha’daki ABD askeri üssüne gdolayıldü.
İsveçli işçi Kabil’den ayrılırken, onlarla çalışan mahallî Afgan işçi ise ülkede bırakıldı.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, dün düzenlediği basın toplantısında, bu bireylerin ne vakit Kabil’den çıkarılacağı soru üzerine, “Havaalanında kaos var.” sözünü kullandı.
İsveçli işçinin, onlarla çalışan Afganların kurumsal e-posta hesaplarını dahi engellediği, telefonlarına çıkmadığı gündeme geldi.
“ARAMALARIMIZA KARŞILIK VERMİYORLAR”
Bir küme mahallî Afgan çalışan, dün İsveç’in Expressen gazetesine e-posta göndererek, e-posta adreslerini bloke eden ve aramalarına yanıt vermeyen İsveçli eski meslektaşları tarafınca terk edildiklerini anlattı.
E-postada, “Neler olduğunu bilmiyoruz ve biz çalışırken bizi ofiste bıraktılar. Kendileriyle bağlantıya geçmeye çalıştık lakin aramalarımıza yanıt vermiyorlar ve e-posta adreslerimizi engellediler. Lütfen hakkımızda yazın, hayatlarımız tehlikede. İsveç, bürokratik sistemini terk etmeli ve maddelerinden evvel hayatlarımıza öncelik vermeli.” tabirleri yer aldı.
Küme, Taliban’ın yabancı elçilikler tarafınca istihdam edilenleri ve ailelerini aramak için konut ev dolaştığını kaydetti.
“EVLERİNDE KİLİTLİ, SAKLANARAK YAŞIYORLAR”
Fransa’nın Kabil Büyükelçiliğinin, Fransız ordusu için çalışan ve iş mutabakatı olan 60 tercümanı geride bırakması niçiniyle bu bireylerin kurtarılması için change.org sitesinde imza kampanyası başlatıldı.
Fransız televizyonuna katılan Afgan gazeteci Mortaza Behboudi, Fransız ordusunun, Kabil’de kendilerine yardımcı olan tercümanları geride bıraktığını belirterek, “Fransa’nın Kabil Büyükelçiliğinin tahliye listesinde değiller. Konutlarında kilitli, saklanarak yaşıyorlar.” sözlerini kullandı.
İNGİLTERE, KENDİSİ İÇİN ÇALIŞAN AFGANLARIN ÇIKARILMASINDA GEÇ KALMAKLA ELEŞTİRİLİYOR
İngiltere, Afganistan’da İngiliz kuvvetleri ve çalışanı için çalışan Afganların ülkeden inançlı biçimde çıkarılmasında geç kalmakla eleştiriliyor.
Afganistan İçişleri Bakanlığının eski kıdemli NATO Danışmanı Charlie Herbert, İngiliz hükümetinin, kendi silahlı kuvvetlerine yardım eden Afganların güvenliğinin sağlanarak ülkeden çıkarılmasında gereğince süratli hareket etmediği tenkidinde bulundu.
Eski İngiliz ordu kumandanı Herbert, İngiltere ordusu için çalışan Afgan tercümanların süratlice ülkeden çıkarılması ve İngiltere’ye yerleştirilmesi için 3,5 hafta evvel bakanlara mektup yazdığını ama bunun gözardı edildiğini söylemiş oldu.
Her gün konuştuğu epeyce sayıda genç tercüman ve ailesinin saklandığını aktaran Herbert, bu bireylerin tahliye edilme talihinin artık neredeyse kalmadığını kaydetti.
“ARTIK ÇOK GEÇ”
Herbert, “Demek istediğim; şu anda olan şey (tahliyeler) şahane fakat fazlaca geç. Taliban, havaalanına erişim noktalarını denetim ediyor. Artık tek sözle fazlaca geç.” sözlerini kullandı.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de yaptığı açıklamada, Kabil Havalimanı’ndaki çaresizlik imgelerinin Batı siyaseti için utanç verici olduğunu söyleyerek, Almanya’nın artık Afganistan’daki vatandaşlarını ve ülkesine yardım eden Afganları tahliye etmesi gerektiğini aktardı.
Steinmeier, Kabil’deki imgelere ve Afganistan’daki gelişmelere kimsenin kayıtsız kalamayacağını belirtti.
ALMANYA, AFGAN İŞÇİ YERİNE İÇKİLERİ ALDI
Öte yandan, Almanya, haziranda Alman ordusuna ilişkin bira ve şarapları Afganistan’dan çıkardığı, lakin Alman hükümetinin Alman askerlerine yardımcı olan Afgan lokal çalışanını ülkeden tahliye edemediği sebebi öne sürülerek eleştiriliyor.
Almanya’nın Bild gazetesinin haberinde, “Bira ve şarap çıkarıldı- mahallî işçi kalıyor” başlığıyla verdiği haberde, “Alkol için taşıma kapasitesi vardı fakat Afganistan’daki mahallî işçi için yok.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Haberde, Almanya’nın Afganistan’dan çıkmaya hazırlandığı haziran başında Alman ordusuna ilişkin 65 bin bira kutusunu ve 340 şarap şişesini ülkeden çıkardığı anımsatıldı.
“ALMAN HÜKÜMETİ İÇİN ONLAR BİRA KUTULARINDAN DAHA AZ DEĞERLİLER”
Bu durum vakit içindema açısından bir tesadüf olsa da Alman hükümetinin, Afganistan’da senelerca Almanya için çalışan ve hayatlarını riske atan insanlara verdiği önceliği gösterdiği aktarılan haberde, “Alman hükümeti için onlar bira kutularından daha az kıymetliler.” sözü kullanıldı.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, hükümetinin, Taliban’ın Afganistan’ın başşehri Kabil’e girmesinin akabinde, ülkesinin birlikleriyle birlikte çalışan ve onları destekleyen tüm Afganlara yardım edemeyeceğini belirtti.
Hükümetin, Avustralya Savunma Birliklerine (ADF) hizmet ve yardım edenlere dayanak olmaya kararlı olduğunu lakin bu yardımların kelam konusu bireylerin hepsine ulaşmayacağını belirten Morrison, “Bugüne kadar olduğu üzere, yanımızda olanlar için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğimizi bilmenizi isterim. Lakin tüm uğraşlarımıza karşın takviyenin olması gereken herkese ulaşmayacağını biliyorum. Alandaki olaylar birfazlaca çabayı geride bıraktı. Keşke farklı olsaydı.” tabirlerini kullandı.
NE OLDU?
ABD ile Taliban içinde Şubat 2020’de varılan barış muahedesi çerçevesinde bu yıl milletlerarası güçlerin Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.
Mutabakat, yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban’ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik aksiyonlarına dair karar getirmedi.
Afgan hükümetiyle Doha’daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş vakitli biçimde, hazirandan bu yana şiddetli hücumlarla Afganistan’da birfazlaca ilçeye, son bir ayda da vilayet merkezlerine süratle hakim oldu.
Başşehir Kabil’i kuşatan Taliban, 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesinin akabinde kenti çatışmasız biçimde denetimine aldı.
ABD ve Avrupa ülkeleri, Afganistan’da yaşanan başarısız tahliyeler niçiniyle eleştiriliyor.
Afganları yüz üstü bırakmakla suçlanan ülkeler, kendileri için çalışan Afgan işçileri yüz üstü bıraktı.
Hollanda gazetesi NRC, Hollanda’nın Kabil Büyükelçiliğinde çalışan Afganların, 15 Ağustos Pazar günü ofise geldiklerinde Hollandalı çalışanın tamamının hiç bir şey söylemeden binadan ayrıldığını görür görmez şaşkına döndüklerini yazdı.
Elçilikte nazaranvli Hollandalı çalışanın sükunet içinde ayrıldığı ve 37 Afgan çalışanın ise işe geldiklerinde bu bireylerin yerlerini boş buldukları açıklandı.
E-POSTA ADRESLERİ DAHİ ENGELLENDİ
İsveç basınında yer alan habere göre, İsveç’in Kabil’deki Büyükelçiliğinde bakılırsavli 19 kişi, 15 Ağustos Pazar akşamı helikopter ve uçakla Katar’ın başşehri Doha’daki ABD askeri üssüne gdolayıldü.
İsveçli işçi Kabil’den ayrılırken, onlarla çalışan mahallî Afgan işçi ise ülkede bırakıldı.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, dün düzenlediği basın toplantısında, bu bireylerin ne vakit Kabil’den çıkarılacağı soru üzerine, “Havaalanında kaos var.” sözünü kullandı.
İsveçli işçinin, onlarla çalışan Afganların kurumsal e-posta hesaplarını dahi engellediği, telefonlarına çıkmadığı gündeme geldi.
“ARAMALARIMIZA KARŞILIK VERMİYORLAR”
Bir küme mahallî Afgan çalışan, dün İsveç’in Expressen gazetesine e-posta göndererek, e-posta adreslerini bloke eden ve aramalarına yanıt vermeyen İsveçli eski meslektaşları tarafınca terk edildiklerini anlattı.
E-postada, “Neler olduğunu bilmiyoruz ve biz çalışırken bizi ofiste bıraktılar. Kendileriyle bağlantıya geçmeye çalıştık lakin aramalarımıza yanıt vermiyorlar ve e-posta adreslerimizi engellediler. Lütfen hakkımızda yazın, hayatlarımız tehlikede. İsveç, bürokratik sistemini terk etmeli ve maddelerinden evvel hayatlarımıza öncelik vermeli.” tabirleri yer aldı.
Küme, Taliban’ın yabancı elçilikler tarafınca istihdam edilenleri ve ailelerini aramak için konut ev dolaştığını kaydetti.
“EVLERİNDE KİLİTLİ, SAKLANARAK YAŞIYORLAR”
Fransa’nın Kabil Büyükelçiliğinin, Fransız ordusu için çalışan ve iş mutabakatı olan 60 tercümanı geride bırakması niçiniyle bu bireylerin kurtarılması için change.org sitesinde imza kampanyası başlatıldı.
Fransız televizyonuna katılan Afgan gazeteci Mortaza Behboudi, Fransız ordusunun, Kabil’de kendilerine yardımcı olan tercümanları geride bıraktığını belirterek, “Fransa’nın Kabil Büyükelçiliğinin tahliye listesinde değiller. Konutlarında kilitli, saklanarak yaşıyorlar.” sözlerini kullandı.
İNGİLTERE, KENDİSİ İÇİN ÇALIŞAN AFGANLARIN ÇIKARILMASINDA GEÇ KALMAKLA ELEŞTİRİLİYOR
İngiltere, Afganistan’da İngiliz kuvvetleri ve çalışanı için çalışan Afganların ülkeden inançlı biçimde çıkarılmasında geç kalmakla eleştiriliyor.
Afganistan İçişleri Bakanlığının eski kıdemli NATO Danışmanı Charlie Herbert, İngiliz hükümetinin, kendi silahlı kuvvetlerine yardım eden Afganların güvenliğinin sağlanarak ülkeden çıkarılmasında gereğince süratli hareket etmediği tenkidinde bulundu.
Eski İngiliz ordu kumandanı Herbert, İngiltere ordusu için çalışan Afgan tercümanların süratlice ülkeden çıkarılması ve İngiltere’ye yerleştirilmesi için 3,5 hafta evvel bakanlara mektup yazdığını ama bunun gözardı edildiğini söylemiş oldu.
Her gün konuştuğu epeyce sayıda genç tercüman ve ailesinin saklandığını aktaran Herbert, bu bireylerin tahliye edilme talihinin artık neredeyse kalmadığını kaydetti.
“ARTIK ÇOK GEÇ”
Herbert, “Demek istediğim; şu anda olan şey (tahliyeler) şahane fakat fazlaca geç. Taliban, havaalanına erişim noktalarını denetim ediyor. Artık tek sözle fazlaca geç.” sözlerini kullandı.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de yaptığı açıklamada, Kabil Havalimanı’ndaki çaresizlik imgelerinin Batı siyaseti için utanç verici olduğunu söyleyerek, Almanya’nın artık Afganistan’daki vatandaşlarını ve ülkesine yardım eden Afganları tahliye etmesi gerektiğini aktardı.
Steinmeier, Kabil’deki imgelere ve Afganistan’daki gelişmelere kimsenin kayıtsız kalamayacağını belirtti.
ALMANYA, AFGAN İŞÇİ YERİNE İÇKİLERİ ALDI
Öte yandan, Almanya, haziranda Alman ordusuna ilişkin bira ve şarapları Afganistan’dan çıkardığı, lakin Alman hükümetinin Alman askerlerine yardımcı olan Afgan lokal çalışanını ülkeden tahliye edemediği sebebi öne sürülerek eleştiriliyor.
Almanya’nın Bild gazetesinin haberinde, “Bira ve şarap çıkarıldı- mahallî işçi kalıyor” başlığıyla verdiği haberde, “Alkol için taşıma kapasitesi vardı fakat Afganistan’daki mahallî işçi için yok.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Haberde, Almanya’nın Afganistan’dan çıkmaya hazırlandığı haziran başında Alman ordusuna ilişkin 65 bin bira kutusunu ve 340 şarap şişesini ülkeden çıkardığı anımsatıldı.
“ALMAN HÜKÜMETİ İÇİN ONLAR BİRA KUTULARINDAN DAHA AZ DEĞERLİLER”
Bu durum vakit içindema açısından bir tesadüf olsa da Alman hükümetinin, Afganistan’da senelerca Almanya için çalışan ve hayatlarını riske atan insanlara verdiği önceliği gösterdiği aktarılan haberde, “Alman hükümeti için onlar bira kutularından daha az kıymetliler.” sözü kullanıldı.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, hükümetinin, Taliban’ın Afganistan’ın başşehri Kabil’e girmesinin akabinde, ülkesinin birlikleriyle birlikte çalışan ve onları destekleyen tüm Afganlara yardım edemeyeceğini belirtti.
Hükümetin, Avustralya Savunma Birliklerine (ADF) hizmet ve yardım edenlere dayanak olmaya kararlı olduğunu lakin bu yardımların kelam konusu bireylerin hepsine ulaşmayacağını belirten Morrison, “Bugüne kadar olduğu üzere, yanımızda olanlar için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğimizi bilmenizi isterim. Lakin tüm uğraşlarımıza karşın takviyenin olması gereken herkese ulaşmayacağını biliyorum. Alandaki olaylar birfazlaca çabayı geride bıraktı. Keşke farklı olsaydı.” tabirlerini kullandı.
NE OLDU?
ABD ile Taliban içinde Şubat 2020’de varılan barış muahedesi çerçevesinde bu yıl milletlerarası güçlerin Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.
Mutabakat, yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban’ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik aksiyonlarına dair karar getirmedi.
Afgan hükümetiyle Doha’daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş vakitli biçimde, hazirandan bu yana şiddetli hücumlarla Afganistan’da birfazlaca ilçeye, son bir ayda da vilayet merkezlerine süratle hakim oldu.
Başşehir Kabil’i kuşatan Taliban, 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesinin akabinde kenti çatışmasız biçimde denetimine aldı.