Cemal Kaşıkçı’nın cesedi 3 yıldır bulunamadı
Periyodunun tesirli gazetecilerinden olan Cemal Kaşıkçı’nın, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda Suudi Arabistan’dan özel uçakla gelen 15 kişilik infaz timince katledilmesi ve daha sonrasında yaşanan gelişmeler, hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğu sorusunun yanı sıra vefat buyruğunu kim ya da kimlerin ne vakit verdiği, Suudi Arabistan’daki yargılamada tam olarak neler yaşandığı da bilinmiyor.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) başta olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulunduğu ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünce (DNI), 2018 yılında hazırlanan fakat Donald Trump idaresinin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat kıymetlendirme raporu” 26 Şubat 2021’de yayımlandı.
CİNAYETE PRENS SELMAN ONAY VERDİ
Kelam konusu raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, İstanbul’da yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı kararına ulaştık.” tabiri yer aldı.
Kaşıkçı’nın öldürülmesinin çabucak akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uğraşının yanı sıra Türkiye’de yürütülen soruşturma kararında ortaya çıkartılan kanıtlar ve yürütülen faal diplomasi yardımıyla oluşturulan memleketler arası baskıyla Suudi Arabistan idaresi, Birinci olarak inkar yolunu seçtiği cinayeti kabul etmek zorunda kaldı.
CESEDİ YOK EDİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın kararında, “Kaşıkçı’nın boğularak öldürüldüğü, öncesinde yapılan plan doğrultusunda cesedinin parçalanarak yok edildiği” bilgisi paylaşıldı.
Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan da başşehir Riyad’da 15 Kasım’da düzenlediği basın toplantısında, yürüttükleri soruşturmanın sonuçlarını paylaştı.
21 ŞÜPHELİDEN 11’İ HATALI BULUNDU
Sözcü Şelan eş-Şelan, zanlılardan birinin konsolosluktaki kameraları bozduğunu, Kaşıkçı’nın cesedinin konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldığını, cesedi teslim alan mahallî işbirlikçinin robot fotoğrafına ulaşıldığı ve 21 şüpheliden 11’ine cürüm isnat edilerek dava evrakının mahkemeye gönderildiğini açıklamıştı.
Kaşıkçı’nın öldürülüp cesedinin kesimler halinde konsolosluğun rezidansına taşındığını gösterdiği tez edilen anların yer aldığı manzaralar, 30 Aralık’ta kimi medya organlarınca yayınlandı.
CEMAL KAŞIKÇI NASIL ÖLDÜRÜLDÜ
Suudi Arabistan’da yürütülen ve şeffaflıktan uzak olduğu tenkitlerine gaye olan yargılama sırasında karanlıkta kalan biroldukça nokta da çabucak hemen aydınlatılamadı.
Riyad’da görülen davanın 17 Mart 2019’daki dördüncü ve 20 Haziran 2019’da gerçekleştirilen altıncı duruşmasında savcı, sanıkların verdikleri sözleri okudu.
Buna bakılırsa Mansur Osman M. Ebu Hüseyin, bu vazife için müzakere, istihbarat ve lojistik olmak üzere 3 kümeden oluşan 15 kişilik bir takım kurduğunu söylemiş oldu.
Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a dönmeyi reddetmesi üzerine Uzman Abdulaziz M. Mutrib, Kaşıkçı’ya uyuşturucu iğne ile öldürülmesi buyruğunu verdi.
Türki Müşerref M. eş-Şehri, Velid Abdullah M. eş-Şehri, Fahd Şebib el-Belevi, Kaşıkçı’yı sandalyeye oturtup kendisini tuttu.
UYUŞTURUCU İĞNE VURDULAR
Salah Muhammed et-Tubeyki, Kaşıkçı’nın vefatını sağlayacak 40 miligram uyuşturucu maddeyi Kaşıkçı’nın sol koluna enjekte etti. Kaşıkçı’nın vefatının akabinde elbiseleri çıkartılarak Mustafa Muhammed M. el-Medeni’ye verildi.
VÜCUDU MODÜLLERE AYIRIP TAŞIDILAR
Kaşıkçı’nın cesedinin parçalanıp plastik torbalara konularak siyah bir aracın bagajına taşındığı ve ardından yerli işbirlikçiye teslim edildiği bilgisi 6’ncı duruşma sırasında savcı tarafınca okundu. tıpkı vakitte, savcının okuduğu sözlerde yerli işbirlikçinin kim olduğuna dair rastgele bir bilgi yer almadı.
CİNAYET İZLERİNDEN ESER KALMADI
Salah Muhammed et-Tubeyki’nin, cinayet daha sonrası Başkonsolosun odasındaki cinayet izlerini temizlediği, cinayette kullanılan kesici aletler ve başka kanıt olabilecek ögeleri cesetle bir arada plastik torbalara koyduğu açıklandı.
Suudi savcının okuduğu tabirlerde sanık Ahmet Asiri’nin Suudi Arabistan’a düşman ülke ve örgütlerin kendisini kullanımına müsait hale gelmesi niçiniyle Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a getirilmesi ile ilgili olarak Mansur Ebu Hüseyin’i bakılırsavlendirdiği, Mansur Osman M. Ebu Hüseyin’in talebi üzerine kümesi Kraliyet Divanı eski Danışmanı Suud el Kahtani ile buluşturduğu, Suud el Kahtani’nin kelam konusu buluşmada Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a getirilmesinin kıymetinden bahsetmiş olduğune yer veriliyor.
Fahd Şebib el-Belevi sözünde, “yanılgı kararı ölen” Cemal Kaşıkçı’nın cesedini Mutrib’in buyruğuyla parçaladığını da itiraf etti.
İDAM KARARLARI HAFİFLETİLDİ
Riyad Ceza Mahkemesi’nde 23 Aralık 2019’da gerçekleştirilen duruşmada, sanıklar hakkında verilen karar belirtildi.
Buna nazaran sanıklar Uzman Abdulaziz M. Mutrib, Türki Müşerref M. eş-Şehri, Velid Abdullah M. eş-Şehri, Salah Muhammed et-Tubeyki, Fahd Şebib el-Belevi’ye idam cezası verildi.
Sanıklar Mansur Osman M. Ebu Hüseyin 10 yıl, Mustafa Muhammed el Uygar 7 yıl, Seyf Saad el-Kahtani de 7 yıl mahpusa çarptırıldı.
Sanık Ahmed Çok, Muflih Ş. el-Muslih ve Muhammed Saad H. ez-Zehrani hakkında isnat edilen kabahatleri işlediklerine dair kâfi kanıt olmaması niçiniyle yalnızca yurt dışına çıkış yasağı verildi.
Haklarında mahpus cezası verilen 8 sanıkla ilgili 7 Eylül’de açıklanan sonuncu kararda bu sanıklardan 5’ine yirmişer, 1’ine 10, başka 2’sine yedişer yıl mahpus cezası verildi.
SELMAN “SORUMLULUK BENİM” DEDİ
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Kaşıkçı’nın öldürülmesine ait, “Bu olay benim sorumluluğum altında oldu, tüm sorumluluğu üstleniyorum.” dedi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafınca açıklanan 101 sayfalık raporda ise Suudi Arabistan’daki kovuşturmanın yetersizliği vurgulandı, “Suudi Arabistan, mevcut yargılamaya orta vermeli. BM tarafınca yönetilen farklı bir cezai soruşturmayla müşterek çalışmalı ve gelecekte gerçekleşecek yargılamanın yeri ve yapısı konusunda verilen kararları uygulamalı.” tabiri yer aldı.
“Kaşıkçı, memleketler arası hukuka bakılırsa Suudi Arabistan’ın sorumlu olduğu, taammüden ve tasarlayarak gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu.” denilen raporda, devlet sorumluluğuna işaret edildi.
Kaşıkçı’nın öldürülme şartlarının, Suudi Arabistan tarafınca onaylanan “İşkenceye Karşı Sözleşme” kararları uyarınca azap aksiyonu oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, cesede hala ulaşılamamış olmasının da zorla yok etme cürmünü teşkil ettiği açıklandı.
KAŞIKÇI AİLESİ AFFETTİ
Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salah Kaşıkçı, Suudi Arabistan’da bir arada yaşadığı ailesi ismine Twitter hesabından mayıs ayında yaptığı açıklamada, babalarının katillerini bağışladıklarını belirtti.
Allah’ın isteğini kazanmak üzere bu sonucu aldıklarını savunan Salah Kaşıkçı, açıklamasında, “Bir berbatlığın karşılığı ona denk bir davranıştır ancak kim bağışlar, düzeltme yolunu tutarsa onun mükâfatını Allah verir. Hiç kuşku yok ki O, haksızlık edenleri sevmez.” mealindeki Şura mühletinden bir ayete yer verdi.
Öte yandan Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a ve kimi yetkililere, cinayetten sorumlu tutulmaları için ABD’de dava açtı.
ABD İSTİHBARAT RAPORU
ABD Ulusal İstihbarat Yöneticiliği (DNI), 2018 yılında hazırlanan fakat Donald Trump idaresinin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat kıymetlendirme raporunu” 26 Şubat 2021’de yayımladı.
Başta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulunduğu raporda, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğu açıklandı. Raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Türkiye’nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı kararına ulaştık.” tabiri yer aldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı başta olmak üzere Suud idaresine muhalif şahısları tehdit ettikleri belirlenen 76 Suudi Arabistan vatandaşına yaptırım uyguladıklarını deklare etti.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman hakkında ise rastgele bir yaptırım sonucu alınmadı. Yaptırım sonucu alınmamasına ülkedeki biroldukça medya kuruluşu reaksiyon gösterdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard da ABD’de yayımlanan istihbarat raporunda, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Cemal Kaşıkçı cinayetini onayladığının belirtilmesine karşın, açıklanan yaptırım listesinde isminin yer almamasının “son derece tehlikeli ve sorunlu” olduğunu bildirdi.
SUUDİ ARABİSTAN RAPORU REDDETTİ
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD’nin yayınladığı raporu kesin bir lisanla reddettiğini deklare etti.
Cinayeti işleyenlerin soruşturulması ve adalete teslim edilmesi için gerekli tüm adımların atıldığı aktarılan açıklamada, yargının faillerle ilgili en son sonucunı verdiği ve bu sonucun Kaşıkçı ailesi tarafınca da memnuniyetle karşılandığı tabir edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Bahreyn, Yemen, Umman Sultanlığı, Cibuti ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD’nin yayımladığı raporu kesin bir lisanla reddeden tavrını destekledi.
Periyodunun tesirli gazetecilerinden olan Cemal Kaşıkçı’nın, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda Suudi Arabistan’dan özel uçakla gelen 15 kişilik infaz timince katledilmesi ve daha sonrasında yaşanan gelişmeler, hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğu sorusunun yanı sıra vefat buyruğunu kim ya da kimlerin ne vakit verdiği, Suudi Arabistan’daki yargılamada tam olarak neler yaşandığı da bilinmiyor.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) başta olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulunduğu ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünce (DNI), 2018 yılında hazırlanan fakat Donald Trump idaresinin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat kıymetlendirme raporu” 26 Şubat 2021’de yayımlandı.
CİNAYETE PRENS SELMAN ONAY VERDİ
Kelam konusu raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, İstanbul’da yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı kararına ulaştık.” tabiri yer aldı.
Kaşıkçı’nın öldürülmesinin çabucak akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uğraşının yanı sıra Türkiye’de yürütülen soruşturma kararında ortaya çıkartılan kanıtlar ve yürütülen faal diplomasi yardımıyla oluşturulan memleketler arası baskıyla Suudi Arabistan idaresi, Birinci olarak inkar yolunu seçtiği cinayeti kabul etmek zorunda kaldı.
CESEDİ YOK EDİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın kararında, “Kaşıkçı’nın boğularak öldürüldüğü, öncesinde yapılan plan doğrultusunda cesedinin parçalanarak yok edildiği” bilgisi paylaşıldı.
Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan da başşehir Riyad’da 15 Kasım’da düzenlediği basın toplantısında, yürüttükleri soruşturmanın sonuçlarını paylaştı.
21 ŞÜPHELİDEN 11’İ HATALI BULUNDU
Sözcü Şelan eş-Şelan, zanlılardan birinin konsolosluktaki kameraları bozduğunu, Kaşıkçı’nın cesedinin konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldığını, cesedi teslim alan mahallî işbirlikçinin robot fotoğrafına ulaşıldığı ve 21 şüpheliden 11’ine cürüm isnat edilerek dava evrakının mahkemeye gönderildiğini açıklamıştı.
Kaşıkçı’nın öldürülüp cesedinin kesimler halinde konsolosluğun rezidansına taşındığını gösterdiği tez edilen anların yer aldığı manzaralar, 30 Aralık’ta kimi medya organlarınca yayınlandı.
CEMAL KAŞIKÇI NASIL ÖLDÜRÜLDÜ
Suudi Arabistan’da yürütülen ve şeffaflıktan uzak olduğu tenkitlerine gaye olan yargılama sırasında karanlıkta kalan biroldukça nokta da çabucak hemen aydınlatılamadı.
Riyad’da görülen davanın 17 Mart 2019’daki dördüncü ve 20 Haziran 2019’da gerçekleştirilen altıncı duruşmasında savcı, sanıkların verdikleri sözleri okudu.
Buna bakılırsa Mansur Osman M. Ebu Hüseyin, bu vazife için müzakere, istihbarat ve lojistik olmak üzere 3 kümeden oluşan 15 kişilik bir takım kurduğunu söylemiş oldu.
Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a dönmeyi reddetmesi üzerine Uzman Abdulaziz M. Mutrib, Kaşıkçı’ya uyuşturucu iğne ile öldürülmesi buyruğunu verdi.
Türki Müşerref M. eş-Şehri, Velid Abdullah M. eş-Şehri, Fahd Şebib el-Belevi, Kaşıkçı’yı sandalyeye oturtup kendisini tuttu.
UYUŞTURUCU İĞNE VURDULAR
Salah Muhammed et-Tubeyki, Kaşıkçı’nın vefatını sağlayacak 40 miligram uyuşturucu maddeyi Kaşıkçı’nın sol koluna enjekte etti. Kaşıkçı’nın vefatının akabinde elbiseleri çıkartılarak Mustafa Muhammed M. el-Medeni’ye verildi.
VÜCUDU MODÜLLERE AYIRIP TAŞIDILAR
Kaşıkçı’nın cesedinin parçalanıp plastik torbalara konularak siyah bir aracın bagajına taşındığı ve ardından yerli işbirlikçiye teslim edildiği bilgisi 6’ncı duruşma sırasında savcı tarafınca okundu. tıpkı vakitte, savcının okuduğu sözlerde yerli işbirlikçinin kim olduğuna dair rastgele bir bilgi yer almadı.
CİNAYET İZLERİNDEN ESER KALMADI
Salah Muhammed et-Tubeyki’nin, cinayet daha sonrası Başkonsolosun odasındaki cinayet izlerini temizlediği, cinayette kullanılan kesici aletler ve başka kanıt olabilecek ögeleri cesetle bir arada plastik torbalara koyduğu açıklandı.
Suudi savcının okuduğu tabirlerde sanık Ahmet Asiri’nin Suudi Arabistan’a düşman ülke ve örgütlerin kendisini kullanımına müsait hale gelmesi niçiniyle Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a getirilmesi ile ilgili olarak Mansur Ebu Hüseyin’i bakılırsavlendirdiği, Mansur Osman M. Ebu Hüseyin’in talebi üzerine kümesi Kraliyet Divanı eski Danışmanı Suud el Kahtani ile buluşturduğu, Suud el Kahtani’nin kelam konusu buluşmada Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a getirilmesinin kıymetinden bahsetmiş olduğune yer veriliyor.
Fahd Şebib el-Belevi sözünde, “yanılgı kararı ölen” Cemal Kaşıkçı’nın cesedini Mutrib’in buyruğuyla parçaladığını da itiraf etti.
İDAM KARARLARI HAFİFLETİLDİ
Riyad Ceza Mahkemesi’nde 23 Aralık 2019’da gerçekleştirilen duruşmada, sanıklar hakkında verilen karar belirtildi.
Buna nazaran sanıklar Uzman Abdulaziz M. Mutrib, Türki Müşerref M. eş-Şehri, Velid Abdullah M. eş-Şehri, Salah Muhammed et-Tubeyki, Fahd Şebib el-Belevi’ye idam cezası verildi.
Sanıklar Mansur Osman M. Ebu Hüseyin 10 yıl, Mustafa Muhammed el Uygar 7 yıl, Seyf Saad el-Kahtani de 7 yıl mahpusa çarptırıldı.
Sanık Ahmed Çok, Muflih Ş. el-Muslih ve Muhammed Saad H. ez-Zehrani hakkında isnat edilen kabahatleri işlediklerine dair kâfi kanıt olmaması niçiniyle yalnızca yurt dışına çıkış yasağı verildi.
Haklarında mahpus cezası verilen 8 sanıkla ilgili 7 Eylül’de açıklanan sonuncu kararda bu sanıklardan 5’ine yirmişer, 1’ine 10, başka 2’sine yedişer yıl mahpus cezası verildi.
SELMAN “SORUMLULUK BENİM” DEDİ
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Kaşıkçı’nın öldürülmesine ait, “Bu olay benim sorumluluğum altında oldu, tüm sorumluluğu üstleniyorum.” dedi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafınca açıklanan 101 sayfalık raporda ise Suudi Arabistan’daki kovuşturmanın yetersizliği vurgulandı, “Suudi Arabistan, mevcut yargılamaya orta vermeli. BM tarafınca yönetilen farklı bir cezai soruşturmayla müşterek çalışmalı ve gelecekte gerçekleşecek yargılamanın yeri ve yapısı konusunda verilen kararları uygulamalı.” tabiri yer aldı.
“Kaşıkçı, memleketler arası hukuka bakılırsa Suudi Arabistan’ın sorumlu olduğu, taammüden ve tasarlayarak gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu.” denilen raporda, devlet sorumluluğuna işaret edildi.
Kaşıkçı’nın öldürülme şartlarının, Suudi Arabistan tarafınca onaylanan “İşkenceye Karşı Sözleşme” kararları uyarınca azap aksiyonu oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, cesede hala ulaşılamamış olmasının da zorla yok etme cürmünü teşkil ettiği açıklandı.
KAŞIKÇI AİLESİ AFFETTİ
Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salah Kaşıkçı, Suudi Arabistan’da bir arada yaşadığı ailesi ismine Twitter hesabından mayıs ayında yaptığı açıklamada, babalarının katillerini bağışladıklarını belirtti.
Allah’ın isteğini kazanmak üzere bu sonucu aldıklarını savunan Salah Kaşıkçı, açıklamasında, “Bir berbatlığın karşılığı ona denk bir davranıştır ancak kim bağışlar, düzeltme yolunu tutarsa onun mükâfatını Allah verir. Hiç kuşku yok ki O, haksızlık edenleri sevmez.” mealindeki Şura mühletinden bir ayete yer verdi.
Öte yandan Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a ve kimi yetkililere, cinayetten sorumlu tutulmaları için ABD’de dava açtı.
ABD İSTİHBARAT RAPORU
ABD Ulusal İstihbarat Yöneticiliği (DNI), 2018 yılında hazırlanan fakat Donald Trump idaresinin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat kıymetlendirme raporunu” 26 Şubat 2021’de yayımladı.
Başta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulunduğu raporda, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğu açıklandı. Raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Türkiye’nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı kararına ulaştık.” tabiri yer aldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı başta olmak üzere Suud idaresine muhalif şahısları tehdit ettikleri belirlenen 76 Suudi Arabistan vatandaşına yaptırım uyguladıklarını deklare etti.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman hakkında ise rastgele bir yaptırım sonucu alınmadı. Yaptırım sonucu alınmamasına ülkedeki biroldukça medya kuruluşu reaksiyon gösterdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard da ABD’de yayımlanan istihbarat raporunda, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Cemal Kaşıkçı cinayetini onayladığının belirtilmesine karşın, açıklanan yaptırım listesinde isminin yer almamasının “son derece tehlikeli ve sorunlu” olduğunu bildirdi.
SUUDİ ARABİSTAN RAPORU REDDETTİ
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD’nin yayınladığı raporu kesin bir lisanla reddettiğini deklare etti.
Cinayeti işleyenlerin soruşturulması ve adalete teslim edilmesi için gerekli tüm adımların atıldığı aktarılan açıklamada, yargının faillerle ilgili en son sonucunı verdiği ve bu sonucun Kaşıkçı ailesi tarafınca da memnuniyetle karşılandığı tabir edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Bahreyn, Yemen, Umman Sultanlığı, Cibuti ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD’nin yayımladığı raporu kesin bir lisanla reddeden tavrını destekledi.