Hanau’daki ırkçı teröristin babasından, kurban yakınlarına tehdit
Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020’de düzenlenen ırkçı terör hücumunda 4’ü Türk 9 kişiyi katleden ırkçı terörist Tobias Rathjen’in 74 yaşındaki babası Hans-Gerd Rathjen’in kurbanların ailelerini tehdit etmesine karşın hakkında hiç bir süreç yapılmadığı, bilakis onlarla tıpkı mahallede oturmasına hala müsaade verildiği öğrenildi.
hayatını yitiren Gökhan Gültekin’in ağabeyi Çetin Gültekin, babası Behçet Gültekin’in 38 gün daha sonra oğlunun acısına dayanamayarak hayatını yitirdiğini belirterek, açıklamalarda bulundu.
İki yıl evvel kardeşini öldüren ırkçı katil Tobias Rathjen’in hücumdan 3 ay evvel ne yapacağını yazılı olarak hem Hanau Savcılığına tıpkı vakitte Federal Savcılığa bildirmesine karşın hakkında süreç yapılmadığını belirten Gültekin, “Bizim anlamadığımız, savcının bu mektubu okuduğu biçimde, konutta iki ruhsatlı silahı olduğunu gördüğü biçimde nasıl olur da iki polis bakılırsavlendirip meskenine yollatmaz.” sözünü kullandı.
“BENİM GÖZÜMDE YALNIZCA PROVOKASYON MAKSADI TAŞIYOR”
Gültekin, olaydan üç hafta daha sonra polislerin kendilerini arayarak ırkçı katilin babası Hans-Gerd Rathjen’i konuta geri getirdiklerini aktararak şunları söylemiş oldu:
“Bu kişi, kurbanlardan Ünver ailesine 70 metre, Kurtoviç ailesine 150 metre uzaklıkta oturuyor. Kurtoviç, balkona çıktığında, katilin konutunu gorebilecek yakınlıkta. Bize ise 300 metre yakınlıktaydı. Polis, bizi arayarak bu bireye intikam maksatlı bir şey yapmamamız biçiminde telkinde bulunuyor. Biz de polise ‘9 can almış kişinin babasını nasıl bu ailelerin içine getirip orada bırakırsınız’ diye soruyoruz. Bu, benim gözümde yalnızca provokasyon maksadı taşıyor.”
“DAHA ÇOK TÜRK’ÜN ÖLDÜRÜLMESİ GEREKTİĞİNİ YAZIYOR”
Oğluyla tıpkı görüşleri paylaşan Rathjen’in savcılığa gönderdiği 25 dilekçede hem kendilerini birebir vakitte kentin belediye liderini tehdit ettiği biçimde hakkında süreç yapılmamasına reaksiyon gösteren Gültekin, şöyleki devam etti:
“Bu katilin babası 8 ayda savcılığa 25 dilekçe gönderiyor ve dilekçede ise asıl kurbanın oğlu olduğunu sav ediyor, adaletin yerine gelmesi için daha epey Türk’ün öldürülmesi gerektiğini yazıyor.
“OĞLUNUN İNTİKAMINI ALACAĞINI SÖYLÜYOR”
Savcıdan oğlunun iki silahıyla birlikte çantasında olan 300 kurşunu geri istiyor, o silahlarla oğlunun intikamını alacağını söylüyor. Oğlu bir dilekçe yazıp 9 can alıyor, babası 70 yaşının üzerinde 25 ırkçı dilekçe yazıyor. Hatta bir dilekçede, ırkçılar tarafınca öldürülen siyasetçi Walter Lübcke’nin başına gelenlerin Hanau Belediye Lideri Kaminsky’nin de hak ettiğini, onun da öldürülmesi gerektiğini yazıyor.
“OĞLU, KARDEŞİMİ ÖLDÜRDÜ, BABASI DA BİZİ MEVTLE TEHDİT EDİYOR”
Oğlu, kardeşimi öldürdü, babası da bizi mevtle tehdit ediyor ve biz bunu 12. ayda gelen evraktan öğreniyoruz. Bizim en büyük endişemiz; bunun babası saatli bomba, ne vakit patlayacağını bekliyoruz. Alman devleti, kurşun senin gövdenden içeri girene kadar bir şey yapmıyor, ne vakit kurşunu yedin bu biçimde tehlike. Adam düpedüz ‘öldüreceğim’ diyor. Silah elinde, sen polis olarak daha ne kadar tehlike bekliyorsun ki?”
“BURADA VAZİFE YAPAN 19 POLİSTEN 13’ÜNÜN NEONAZİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”
Irkçı terör saldırısının yaşandığı Hanau’da o gece vazife yapan 13 özel harekat polisinin çabucak sonrasında çok sağcılık kuşkusuyla vazifeden alındığını hatırlatan Gültekin, “vakadan daha sonra 00.00 sularında 12 özel harekat polisi, katilin dairesinin etrafını sarıyor. Baskını ise sabah 05.00’te yapıyorlar. Biz 5 saat boyunca niye beklediklerini merak ediyoruz. Kapıyı patlatıp meskene giriyorlar. Güya annesini ve kendini öldürmüş. O gece burada bakılırsav yapan 19 polisten 13’ünün Neonazi olduğu ortaya çıktı. Bu polislerden birinin, bir çocuğa cinsel istismarda bulunmasını soruşturan savcılığın arama buyruğuyla nazaranv yaptığı emniyetteki odasında epeyce sayıda Hitler resmi, bayrağı, gamalı haç üzere gereçler ele geçiriliyor. ötürüsıyla ırkçı katille ona operasyon yapan polislerin tıpkı görüşten şahıslar olduğu ortaya çıkmış oldu.” dedi.
Kardeşinin acısını atlatamadan, babasının vefatıyla sarsılan Gültekin, “Kardeşimi kaybettikten 38 gün daha sonra onun acısına dayanamayan babamı kaybettim. Babam 2,5 yıl kanserle savaştı. Hem kemoterapi hem ışın tedavisi görüyordu. Gökhan öldü, adamın tutunacak kolu kalmadı o da öldü.” diye konuştu.
IRKÇI TERÖR TAARRUZUNDA 9 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen ırkçı terör hücumunda, ortalarında 4 Türk’ün de bulunduğu 9 kişi ömrünü kaybetmişti. Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı gerçekleştiren 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi konutlarında meyyit bulunmuştu. Saldırgan Rathjen’in avcılık dokümanı olduğu ve gerisinde bir mektupla görüntü bıraktığı kaydedilmişti.
Periyodun Başbakanı Angela Merkel ise akınla ilgili “Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır.” açıklamasında bulunmuştu. Aralık 2021’de Federal Savcılık tarafınca yapılan açıklamada, hücumla ilgili soruşturma kapsamında öbür bireylerin hata ortağı, azmettirici yahut yardımcı olduğuna ya da failin bir sırdaşı bulunduğuna dair kâfi emarelerin bulunamadığı sebebi öne sürülerek ırkçı terör saldırısına ait soruşturmada takipsizlik sonucu verildiği bildirilmişti.
Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020’de düzenlenen ırkçı terör hücumunda 4’ü Türk 9 kişiyi katleden ırkçı terörist Tobias Rathjen’in 74 yaşındaki babası Hans-Gerd Rathjen’in kurbanların ailelerini tehdit etmesine karşın hakkında hiç bir süreç yapılmadığı, bilakis onlarla tıpkı mahallede oturmasına hala müsaade verildiği öğrenildi.
hayatını yitiren Gökhan Gültekin’in ağabeyi Çetin Gültekin, babası Behçet Gültekin’in 38 gün daha sonra oğlunun acısına dayanamayarak hayatını yitirdiğini belirterek, açıklamalarda bulundu.
İki yıl evvel kardeşini öldüren ırkçı katil Tobias Rathjen’in hücumdan 3 ay evvel ne yapacağını yazılı olarak hem Hanau Savcılığına tıpkı vakitte Federal Savcılığa bildirmesine karşın hakkında süreç yapılmadığını belirten Gültekin, “Bizim anlamadığımız, savcının bu mektubu okuduğu biçimde, konutta iki ruhsatlı silahı olduğunu gördüğü biçimde nasıl olur da iki polis bakılırsavlendirip meskenine yollatmaz.” sözünü kullandı.
“BENİM GÖZÜMDE YALNIZCA PROVOKASYON MAKSADI TAŞIYOR”
Gültekin, olaydan üç hafta daha sonra polislerin kendilerini arayarak ırkçı katilin babası Hans-Gerd Rathjen’i konuta geri getirdiklerini aktararak şunları söylemiş oldu:
“Bu kişi, kurbanlardan Ünver ailesine 70 metre, Kurtoviç ailesine 150 metre uzaklıkta oturuyor. Kurtoviç, balkona çıktığında, katilin konutunu gorebilecek yakınlıkta. Bize ise 300 metre yakınlıktaydı. Polis, bizi arayarak bu bireye intikam maksatlı bir şey yapmamamız biçiminde telkinde bulunuyor. Biz de polise ‘9 can almış kişinin babasını nasıl bu ailelerin içine getirip orada bırakırsınız’ diye soruyoruz. Bu, benim gözümde yalnızca provokasyon maksadı taşıyor.”
“DAHA ÇOK TÜRK’ÜN ÖLDÜRÜLMESİ GEREKTİĞİNİ YAZIYOR”
Oğluyla tıpkı görüşleri paylaşan Rathjen’in savcılığa gönderdiği 25 dilekçede hem kendilerini birebir vakitte kentin belediye liderini tehdit ettiği biçimde hakkında süreç yapılmamasına reaksiyon gösteren Gültekin, şöyleki devam etti:
“Bu katilin babası 8 ayda savcılığa 25 dilekçe gönderiyor ve dilekçede ise asıl kurbanın oğlu olduğunu sav ediyor, adaletin yerine gelmesi için daha epey Türk’ün öldürülmesi gerektiğini yazıyor.
“OĞLUNUN İNTİKAMINI ALACAĞINI SÖYLÜYOR”
Savcıdan oğlunun iki silahıyla birlikte çantasında olan 300 kurşunu geri istiyor, o silahlarla oğlunun intikamını alacağını söylüyor. Oğlu bir dilekçe yazıp 9 can alıyor, babası 70 yaşının üzerinde 25 ırkçı dilekçe yazıyor. Hatta bir dilekçede, ırkçılar tarafınca öldürülen siyasetçi Walter Lübcke’nin başına gelenlerin Hanau Belediye Lideri Kaminsky’nin de hak ettiğini, onun da öldürülmesi gerektiğini yazıyor.
“OĞLU, KARDEŞİMİ ÖLDÜRDÜ, BABASI DA BİZİ MEVTLE TEHDİT EDİYOR”
Oğlu, kardeşimi öldürdü, babası da bizi mevtle tehdit ediyor ve biz bunu 12. ayda gelen evraktan öğreniyoruz. Bizim en büyük endişemiz; bunun babası saatli bomba, ne vakit patlayacağını bekliyoruz. Alman devleti, kurşun senin gövdenden içeri girene kadar bir şey yapmıyor, ne vakit kurşunu yedin bu biçimde tehlike. Adam düpedüz ‘öldüreceğim’ diyor. Silah elinde, sen polis olarak daha ne kadar tehlike bekliyorsun ki?”
“BURADA VAZİFE YAPAN 19 POLİSTEN 13’ÜNÜN NEONAZİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”
Irkçı terör saldırısının yaşandığı Hanau’da o gece vazife yapan 13 özel harekat polisinin çabucak sonrasında çok sağcılık kuşkusuyla vazifeden alındığını hatırlatan Gültekin, “vakadan daha sonra 00.00 sularında 12 özel harekat polisi, katilin dairesinin etrafını sarıyor. Baskını ise sabah 05.00’te yapıyorlar. Biz 5 saat boyunca niye beklediklerini merak ediyoruz. Kapıyı patlatıp meskene giriyorlar. Güya annesini ve kendini öldürmüş. O gece burada bakılırsav yapan 19 polisten 13’ünün Neonazi olduğu ortaya çıktı. Bu polislerden birinin, bir çocuğa cinsel istismarda bulunmasını soruşturan savcılığın arama buyruğuyla nazaranv yaptığı emniyetteki odasında epeyce sayıda Hitler resmi, bayrağı, gamalı haç üzere gereçler ele geçiriliyor. ötürüsıyla ırkçı katille ona operasyon yapan polislerin tıpkı görüşten şahıslar olduğu ortaya çıkmış oldu.” dedi.
Kardeşinin acısını atlatamadan, babasının vefatıyla sarsılan Gültekin, “Kardeşimi kaybettikten 38 gün daha sonra onun acısına dayanamayan babamı kaybettim. Babam 2,5 yıl kanserle savaştı. Hem kemoterapi hem ışın tedavisi görüyordu. Gökhan öldü, adamın tutunacak kolu kalmadı o da öldü.” diye konuştu.
IRKÇI TERÖR TAARRUZUNDA 9 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ
Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen ırkçı terör hücumunda, ortalarında 4 Türk’ün de bulunduğu 9 kişi ömrünü kaybetmişti. Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı gerçekleştiren 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi konutlarında meyyit bulunmuştu. Saldırgan Rathjen’in avcılık dokümanı olduğu ve gerisinde bir mektupla görüntü bıraktığı kaydedilmişti.
Periyodun Başbakanı Angela Merkel ise akınla ilgili “Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır.” açıklamasında bulunmuştu. Aralık 2021’de Federal Savcılık tarafınca yapılan açıklamada, hücumla ilgili soruşturma kapsamında öbür bireylerin hata ortağı, azmettirici yahut yardımcı olduğuna ya da failin bir sırdaşı bulunduğuna dair kâfi emarelerin bulunamadığı sebebi öne sürülerek ırkçı terör saldırısına ait soruşturmada takipsizlik sonucu verildiği bildirilmişti.